“13 aylıkken kreşe verdim” dedim, ne çok dertli varmış gördüm

 İki hafta önce “Kızımı 13 yaşında kreşe verdim, pişman mıyım?” başlıklı bir yazı yazmıştım. Oldukça yoğun ilgi ve paylaşım gördü. Demek ki, pek çok anne bu dertten mustaripmiş. Bu arada pek çok soru da geldi, erken kreş konusu için. Bu nedenle bir yazı daha yazıp detaya ineyim diye düşündüm. Gelen sorular yönünde ben neler yaptım ne sonuçlar aldım aktarmak istedim.

En çok soru “Nasıl için rahat etti?” olmuş.

İnsanın için kolay kolay rahat etmiyor tabi ki. Kreş ne ki ? Üniversiteye giderken içimiz rahat edecek mi sanki.? “Ay artık kazık kadar oldu” deyip salabilecek miyiz sokağa ? Tabi ki insanın içi rahat etmiyor. Benimde çok uzun bir süre büyük kaygılarım oldu. En büyük sorun kızımın 13 aylık olması ve sözlü olarak hiçbir sorununu aktaramayacak olmasından geliyordu. Hep “Bir şey olursa bu çocuk nasıl anlatacak” diyordum. Doktor tavsiyesi “Çocuğunu iyi tanı” cümlesi bile paranoyaya neden oluyordu bir noktada. Belli telkinler ve takip stratejileriyle genel anlamda bir rahatlama aşamasına geçtim sonrada alıştım.
Lakin bir gün problem çıkmaya başladı. Üstelik artık konuşup yürüdüğü yaşa gelmişti. Uzun zamandır problem yaşamadığım okul konusunda bir anda tereddüde düştüm.
Kızım mı şımarıklık yapıyor yoksa gerçekten problem mi var?
Tam bir ay kızıma inanmak yerine şımarıklık yaptığını düşündüm. Okula gitmek istemiyor kapılarda ortalığı yıkıyordu. Anlattığımı yanlış anlayıp “Benim çocuğumda direniyor okulda sorun mu var?” demeyin tabi hemen. Ne demişti doktor “belirgin davranış değişikliği”. Bir yılı aşkın zamandır hiç sorunsuz okula giden kızım bir anda okul düşmanı oldu ama ben anlamakta güçlük çektim. Çünkü doğru noktaya bakmıyordum. Bunca zaman sorun olmayan bir yerde neden sorun olsun ki diyordum. Kızımın sözlü olarak anlattığı şeyleri bile geçiştiriyordum. Tek derdim evden çıkıp okula gidebilmek olmuştu.

Sonra ne mi oldu?

Bir gün başka bir veli arkadaşım aradı ve aynen şöyle dedi
Kızım bugün seni okulda görmüş (kızı 2,5 yaşında). Öğretmenle konuşuyormuşsun.
“Anne sen neden gidip konuşuyorsun sorunum var diyorum sana bak Mercan’ın annesi geldi konuşmaya” dedi.

Okulla ilgili sorun mu var, çünkü benim kızımda bir aydır gitmek istemiyor
Bu konuşma beni gerçekten şaşırtmıştı.
2,5 yaşında iki küçük çocuk bir ay boyunca ailesine dert anlatmaya çalıştı ve biz sadece standart verilerle düşünmeyi tercih ettik. “Bugüne kadar sıkıntı yoktu neden şimdi olsundu”
Sonrasında devam eden bir aylık sıkıntılı bir süreç daha geçirdik ve akabinde okul değiştirdik. Okulda sorun neydi derseniz çok büyük değildi aslında; öğretmen değişimleri yeni öğrenciler uyum sorunu vesaire ama ne olursa olsun bu durum çocuklar için sorun olmuştu.

Okul değiştirme aşamasıysa çok daha sıkıntılı bir süreçti

Çoğu kişi çocuk istiyor diye okul mu değişir ? Bu yaşta her istediğinde okul değiştirirsen ilerde doyumsuz olur vesaire pek çok uyarı aldım. Ancak bu sefer standart düşünme hatasına düşmedim. Kendim olsam diye düşündüm sadece; kendim olsam ve değiştirme olanağım olsaydı ne yapardım?
Siz ne yapardınız örneğin gittiğiniz müzik kursunu beğenmiyor olsanız illa oraya gitmeliyim der miydiniz ?
Demezdim, olanağım varsa değiştirirdim.
Kızımda da aynısını yaptım olanağım vardı okulunu değiştirdim.
Yeni okuluna da çabuk alıştı ve bütün sıkıntılar son buldu.
Bu olay önemli bir ders almamı sağladı.
Sonrasında “çocuğun her istediği yapılmaz, çocuk şımarır, çocuk yalan söyler, çocuk abartır gibi” cümleleri yani standart düşünceleri bir kenara attım.
Kızımı dinledim, abartı kısımları törpüledim, yalan olabileceğini düşündüğüm noktaları kendim gözlemledim ve son kararı vermeden önce “ben olsam, benim başıma gelse ne yapardım? “ diye düşündüm önce.
***

Diğer bir soruysa okulu ne sıklıkta ve nasıl takip altında tuttuğum yönündeydi.

Açıkçası iki okulumuzda da ne okulu, ne öğretmenleri deli gibi takip etmedim, telefon yağmuruna tutmadım. Bana bir keresinde şöyle bir telefon görüşmesine denk gelmiştim okuldayken;
Ben müdürle görüşürken bir veli aradı,
o sırada çocuklar bahçedeydi ve mevsim tam yaza geçiş zamanıydı, o dönemde kameralardan çocuklarımızı izleyebiliyorduk
Telefonun diğer ucundaki veli çocuğunu görmüş, bahçede oynarken ve öğretmenden şöyle bir talepte bulundu;
“Çocuğun üstünde ki hırkanın kolunu bir kat kıvırır mısınız ?”
Hırkayı çıkartın değil, çocuk terledi değil, üşüdü değil, “hırkanın kolunu bir kat kıvırın”
O zaman çok şaşırmıştım. Bence okula ve öğretmenlere bu kadar baskı uygulanmamalı, böylesi kontrol altında tutulmamalı.
Onlara güvenmiyorsak neden çocuklarımızı onlara emanet ediyoruz ki?
Tabi ki takip olmalı gerekli noktada rica içerikli uyarılar yapılmalı yada lazım geliyorsa ciddi bir toplantı talep edilip sıkıntılar paylaşılmalı ama lütfen kimse kusura bakmasın hırkanın kolunu kıvırmak için öğretmen aranmamalı.
Ben öyle bir veli olmadım hiç
İhtiyaçlarımı ve isteklerimi hep dile getirdim ancak çocuklarımızın büyümesi gerektiğini ve bu kadar müdahale ile ancak bağımlı bir nesil yetiştireceğimizi aklımızdan çıkartmamak lazım.
Ben takip etmenin dışında öğretmenime okuluma güvenmeyi tercih ettim ve çocuğumun reflekslerini kılavuz olarak kullandım. Size de bunu tavsiye ederim ve katı kurallarınız varsa baştan bunları öğretmenlere iletmenizi öneririm.
***

Katı kurallarım oldu mu? Tabi ki oldu her ebeveyn gibi benimde olmazsa olmazlarım var.

Mesela “yalan” en büyük sıkıntım oldu okullarda
Yalan deyince hemen öğretmenler yalan mı söyledi diyerek düşünmeyin. Kastettiğim daha farklı pembe olduğu iddia edilen yalanlar. Benim dünyamda pembe yalan falan yoktur. Yalan yalandır ve çocuklar pembe mor ayırt etmez yalanı öğrenir sadece.
Neden benim için sıkıntı oldu yalan konusu?
Şöyle ki öğretmenlerimizin ne yazık ki şu tarz kurtarıcı cümleleri var;
Evde ki kameralardan yaramazlık yaptığınızı görüyorum, kuşlarım yemek yemezsen söyleyecek, anneni üzersen kameralardan izlerim.
İşte bunun gibi kurtarıcı olduğunu sandığımız basit cümleler bizim koca bir travma yaşamamıza neden oldu. Nasıl mı?
Kızım bir dönem evde kamera aramaya başladı.
Anne öğretmenin kameraları nerde beni görüyormuş?
Öğretmenin kamerası yok çocuğum, nasıl ben senin yüzünden üzgün müsün, mutlu musun, yaramazlık mı yaptın anlıyorum oda anlıyor.
Kızımdan cevap “öğretmenim yalan mı söyleyecek kamera nerde?
Sonunda dayanamadım “evet öğretmenin yalan söylüyor” dedim
İkilem kötüydü ya öğretmen ya ben ama doğru bir taneydi “evde kamera falan yok”
Ancak bu durumlar çocuğu kim büyütürse büyütsün yaşanıyor. Eğitim anlayışınıza uymayan hareketleri kendi aile bireylerinizde hatta evde baba bile yapabiliyor.
Önemli olan durumun farkında olup, konuşarak çözebilmek.
Mutlu günler ve iyi okullar…