Çocuğunuz sinir krizi mi geçiriyor… İşte çözümü; bırakın geçirsin…
Yok öylesine söylemiyorum, gerçekten bırakın geçirsin. Birkaç kereden sonra vazgeçer zaten.
Yıl 2012, kızım Mercan, olmuş iki yaşında. Sinir onda, stres onda, kavga kıyamet, kafayı duvarlara vurmalar, kendini yerlere atmalar ne ararsan var.
Meğerse, 2 yaş sendromuymuş.
Çocukta sendrom mu olur demeyin, olurmuş…
Hatta; ergenlik, antropoz ve menepoz nedir ki? Asıl iş 2 yaş sendromuymuş.
Tabi anne olarak, o sinir krizlerine girdikçe benim elim ayağıma dolanıyordu.
Bu sadece benim içinde geçerli değil, sevgili babamızda aynı durumdaydı
çünkü;
benim elim ayağıma dolanınca, onunda elini ayağına doluyordum sıkça.
Her zaman ki gibi başladım araştırmaya.
Nedir 2 yaş sendromu, ne kadar sürer, ne zaman biter.
Basit anlatımıyla “çocuğun özerkliğini kazandığı evre” 2 yaş sendromu.Burda oturup pedegog gibi 2 yaş sendromunu anlatmayacağım tabi ki, zaten internetten sayfalarca metin bulmanız mümkün.
Sadece net olan konuyu belirtmek istiyorum. 8-9 aylık itibariyle başlayıp 2 yıla kadar uzayabilen bu dönem, çocuğunuzun ergenlik döneminin nasıl geçeceğini şekillendiriyor.
Anlayacağınız; eğer 2 yaş sendromunda doğru hareket edemezseniz, ergenlikte camları yumruklayan bir gençle karşı karşıya kalmanız çok olası.
Ben ne yaptım?
Tabi araştırdım, okudum bir türlü işin içinden çıkamayınca rutin kontrolde doktoruna sordum.Doktorla aramızda ki replik aynen şöyleydi;
Ben: Kızım sinir krizleri geçiriyor, doktor bey
Doktor: Bırak geçirsin…
B: Nasıl bırakayım, kafasını taş zeminlere, duvarlara vuruyor
D: Hiç yarıldı mı?
B: Efendim ?
D: Kafası hiç yarıldı mı ?
B: Hayır…
D: Kanadı mı , şişti mi, morardı mıı?
B: Hayır
D: O zaman ya çocuk kalın kafalı, yada seni sağlam kandırıyor
Şaşkınlıkla anlamadığımı belirttim ve açıklama şöyle geldi;
D: Asla kafasını gerçekten vurmuyor, seni kandırıyor. Dikkatli bak, neyden korkuyorsan onu yapar,
senin dikkatini ne toplarsa onu dener, ortamda herkesi içine dahil edebildiği çirkeflik neyse onu kullanır.
“Peki ne yapmalıyım” dedim.
“Öncelikle her çocuk başka, her anne baba ayrıdır” dedi. Standart ilgi yöntemlerini araştırıp denersiniz ancak, aranızda ki iletişimle ilgili doğru bir yolu kendiniz çizmelisiniz.
“ İnceleyin deneyin kendi yolunuzu çizin” dedi
Sonra eve geldim, Mercan sinir krizi ataklarına girmeye başladı, tam kafasını yere vuracakken,
ilk defa ona çok dikkatli baktım. Gerçekten de vurmuyordu; sağ sol çapraz açı ile kafasını yere sıyırıyordu.
Doktor bunu bana söyleyene kadar hiçbir zaman fark etmemiştim ve her seferinde kafasını durdurmaya onu sakinleştirmeye çalışmıştım.
O gün ilk defa, ne yaptığını umursamadan seslendim;
“Mercan, kafanı vurman bitince haber ver yeni bir oyun buldum”
Bir kaç saniye bana baktı, oyunu bozulmuş ihtilaf devleti gibi sinirlenip gitti
ve bir daha kafasını hiçbir yere burmadı.
Belki sadece denk geldi, ancak o gün işe yarayan bu yöntem benim özgüvenimi kazanmamı sağladı
Anne benim, kural koyucu benim bu takımın lideri benim.
Sonra ne mi yaptım ??
Kızımın sinir aşamalarını izledim ve buna göre plan yaptım. Doktorun söylediği gibi her çocuk aynı değil, her anne-baba, her ortamda aynı değil ancak ben kısaca benim planımı maddeleştirdim en azından fikir vermesi için.1- Gün içi duygu durum takvimini çıkart (genellikle aynı saatlerde çirkefe bağladığını göreceksin)
2- Bu saatlerde ne oluyor da çocuk canavara dönüşüyor listele (karnı aç, uykusu var, tuvaleti var gibi. Benim kızım standart yaşam koşulları içerisinde sadece uykusu varken çirkefe bağlardı. Açlık, tuvalet vs bizde sorun değildi)
3-Standart durum dışında kalanları listele (yer yadırgama, korkular, yabancıların varlığı. Bu nokta da elle tutulur tek verim başka çocuklarla paylaşma konusu oldu. Paylaşmaya asla gelemediğini fark ettim. O oyuncak onun o kadar)
4- Listelenen verilere göre yönetim planımı yaptım
İşte plan;
*Uyku saatleri yaklaşırken alışveriş, gezi, misafirlik, doktor gibi ziyaretler asla yapılmayacak. Yapılacaksa da en azından araçta 20 dk yarım saat kestirmesi sağlanacak yada bir önce ki uykusu buna göre planlanacak.*Oyuncak paylaşımı gibi sorun çıkaran durumlarda, eğer fiziksel ve eğitimsel bir durum yoksa çocuğun kurallarına saygı duyulacak. Yani oyuncak onun ve vermek istemiyorsa vermeyecek.
Dürüstçe düşün; tanımadığın biri gelip elinde ki telefonu almak istese, benim dese ne yapardın, verir miydin? Bide annen çıkıp ; “versene evladım ne ayıp” dese. “Nesi ayıp benim telefonum”
* Kurallarına saygı bekliyorsan, kurallarına saygı duyacaksın.
*Onun isteklerini uygulayamayacağın durumlardaysa en iyi yöntem ; ”konu değiştir”.
Başkasının elinde ki topu almak için tutturan çocuğa, “aaa koş salıncak boşaldı” şeklinde topu hak getirecek yeni bir done vermek iyi bir konu değiştirme örneğidir. Değiştirilen konu unutulması istenenden daha iyi değilse bile kimin umurunda, sen yeterince heyecanla söylersen koşarak yeni ganimete gidecektir.
Sonuç;
birkaç ay içerisinde ebeveyn ve çocuk kuralları belirlendi, herkes ortama ve kurallara uyum sağlamayı öğrendi. Biz ona ayak uydurduk, o bize ayak uydurdu.Sonra, sendrom mu oda neymiş zaten 2 yaş bitti 3 e girdik.
Aşk olsun 3 yaş sendromundan haberiniz yok mu?
Lütfen, çocuk bu biter mi ? Bitmez ama artık deneyimliydik. Yine biz yendik.
Sizde yenebilirsiniz, ailenizin oyununu oynamayı öğrenin yeter.
Bunun da tek yolu izle-düşün-planla-oyna.
İyi eğlenceler
Post a Comment