13 aylıkken kızımı kreşe verdim “Pişman mıyım?”
Kızımı kreşe 13 aylıkken verdim. İlk hafta çok etkilendim, yapmamam gereken çok kötü bir şey yapıyormuşum gibi hissettim. Sonra zaman ilerledi ve kızım her geçen gün daha keyifli günler geçirmeye başladı. Şimdi 6 yaşında seneye ilkokula başlayacak. 13 aylıktan bu yana kreşe gitti ve ben o zamandan bu zamana ne kadar doğru bir iş yaptığıma emin oldum.
Belki bu durum tepki alabilir. Anne çocuk bu kadar erken ayrılmamalı diyebilirsiniz. Çocuğun anneye ihtiyacı var diyebilirsiniz. Kimi 4-5 yaşından önce çocuk annesinin yanında olmalı diyebilir. Çocuğa eziyet olduğunu bile düşünen olabilir ama ben ikinci bir çocuğum olsa yine güveneceğim bir kreşe en geç 2 yaşında gönderirdim.Ben çok büyük bir zorunlulukla vermedim çocuğumu kreşe ortalama bir iş ihtiyacıyla harekete geçtim. Çocuğuma bakacak bir büyük akraba yoktu ki, sanırım olsa bile tercihim bu yönde olmazdı. Bakıcımız vardı o zamana kadar ama kızım 13 aylık olduğunda oda doğum yaptı yeni bakıcımı yoksa kreş mi dedim kreş kararını aldım.
İlk hafta çok insan laf söyledi. İhtiyacın fazla değil kedin baksaydın. Bari bakıcı bulsaydın evde kalsaydı. Bu çocuk her gün hasta olacak kreşte, seni özleyecek, ağlayacak, okuldan soğuyacak, öğretmenlerden soğuyacak, başına bir iş gelse çok küçük anlatamaz, ya iyi bakmazlarsa, ya döverlerse…
Neler neler duydum. Biraz daha kendimi toparlamasam dünyanın en kötü annesi olduğuma inanacaktım neredeyse. Avantajlıydım; 13 aylık olduğu için, kızım “okula gitmek istemiyorum” gibi diretmeler yapmıyordu. Daha birkaç kelimeden öte konuşmuyordu zaten. Nerde olduğunun farkında değildi, onu terk ettiğimi falan düşünmüyordu henüz. Bunların ayrımına varacak yaşta değildi.
İlk hafta bunca mahalle baskısından sonra, kendime birkaç soru sordum;
Ben kötü bir annemiyim? Evde aç kalayım ama çocuğuma ben bakayım mı demeliyim? Evden iş bulup idare edebilirdim aslında mı? Çocuğum dışarıda zarar görürse bunun tek suçlusu ben mi olacağım? Gerçekten çocuğum bana olan ihtiyacını karşılayamayacak ve güvensiz bir birey mi olacak? Kızım erken okula gittiği için okuldan bıkacak mı? Bencillik mi yapıyorum?Sonra, hayır dedim, hayır;
Kötü bir anne falan değilim. İhtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak istiyorum, biliyorum ki işime 5-7 yıl ara verirsem, gerçekten bütçeye ihtiyaç duyacağımız okul döneminde, gençlik döneminde eksik kalmış olacağım. Ben baksam evde tek başıma ne farklı olacak? Evet yanımda olacak ama oynasın diye parka götüreceğim, arkadaş edinsin diye komşu kapılarında gezeceğim, sosyalleşsin diye her güne aktivite yaratmaya çalışacağım, benim yaptığım aktiviteler günün 1-2 saatini doldurmayacak. Bütün günün belki sadece 1-2 saati gerçek ve kaliteli vakit geçireceğim. Gerisi dur kızım, bekle kızım, git odanda oyna kızım, çizgi film izle kızım, o kızım, bu kızım.O zaman tek tek sorunlara çözüm bulmalıyım dedim.
Sorun 1 : Beni özlüyor mu?
Sabah 10 dan akşam 6 ya kadar yani 8 saat, kızımın okulda olacağı saat dilimi. Bunun ortalama 2-3 saati uyku ile geçecek ki, bu evde de olsa bu şekilde olacaktı öğle uykusu için bu zaman ayrılacaktı. 8 saatten çık 2 saati kalıyor 6 saat. Kızım benden sadece 6 saat ayrı. Paranoya yapmaya gerek yok çünkü gün 24 saat, geriye kalıyor 18 saat.Bana ait 18 saat varken kimse bana onu 6 saat eğleneceği ve güvende olacağı bir ortama bıraktığım için laf edemez. Kalan 18 saatin en az 8 saati uyku tabi ki, yine de 10 saatim var. Sabah 7 de kalkardı kızım yani kahvaltı giyinme, el yüz yıkama, oda toplamaya kadar her şey beraber oyuna çevrilerek yapılabilir dedim ve öyle yaptım. Akşam da eve geldiğimizde aynı şekilde yaptım git çizgi film izle diyip bulaşıkları yıkamadım mesela akşam 9 gibi uyurdu kızım genelde 6 dan 9 a kadar olan her şeyin paylaşıma, faaliyete dönmesini sağladım. Sonrada masalını okuyarak uyuttum bir güzel.
Sorun 2: Okuldan sıkılacak mı yada başına kötü bir şey gelirse, söyleyemezse?
Okuldan sıkılmaması için hep ertesi günün daha iyi nasıl olabileceğine yönlendirdim onu. Mesela “aa ne kadar çok lego varmış yarında okuldaki Legolardan uçak ve gemi yap bence. O doktor takımıyla da bebekleri muayene et. “ Okulda olan oyuncaklardan eve almadım. Okulda oynamak için nedeni olsun istedim . Nasılsa evde var demesin. Nede olsa çocuklar için başkasının oyuncağı daha kıymetlidir. Bunun gibi bir sürü çözüm ürettim sıkılmasın diye. Başına bir şey gelir ve konuşamadığı için söyleyemezse diye çok endişe ettim. Doktorla konuştum nasıl anlarım . Birkaç tiyo verdi; uyku problemi, kabus görme, ani ve gereksiz ağlama krizleri ters giden bir şeyler olduğunu anlatabilir dedi. En önemlisi “çocuğunu tanı” dedi. Doğru ya benim annem babam yalanımı da, üzüntümü de gözümden anlardı, çocuğunu tanı çünkü henüz her şeyin başındayız kreş ne ki. En önemlisi evham yapma çünkü evde de parkta da her yerde hatta kucağında bile başına bir şey gelebilir.Sorun 3: Mahalle baskısı
İşte bu en büyük sorun, çünkü çevredekilere göre senin çalışman gerekmez, yaşamaya hatta sosyal hayata bile ihtiyacın yok. Çocuğun büyüyene kadar kendini ona adamaktan öte yapacağın her şey bencillik. Tabi bu arada mümkünse ilki 3 yaşını bulmadan ikinciyi yapki hayatınla ilgili en az 8 yılı körü körüne yaşamayı garantile. Tabi ki herkes böyle değil, böyle konuşmuyor ama bu konuşmalar çok fazla ve insanı yoruyor hem de üzüyor. Bunlara kulağımı tıkamadım. Aksine can kulağıyla dinledim ama etkilenip kötü hissetmek için değil. Eksik yada yanlış giden, gidebilecek şeyleri görmeme yardımcı olsun diye. Göreyim ki yukarıda ki gibi çözümler bulayım. Eksikleri tamamlamak için üretici olayım.Kızım 13 aylık başladığı için 3-4-5 yaşında okula başlayan çocukların yaşadığı pek çok problemi yaşamadık. Bu konuda da geçen gün okul sahibi arkadaşımla konuştum. Çocuğun 3-4 yaşlarında kreşe verilmesinin dezavantajları ne diye?
Kısaca şöyle açıkladı. “Herkes kendi çocuğuna bakmak ister sıkıntısı yoksa 5 yaşına kadarda kreşe vermez sonra okula başlamadan hazırlık olsun diye kreşe getirir ancak çocuk eve alışmış, düzeni oluşmuş, okul kurları, dersler, kendisinden birkaç yıl önce okula başlamış ve ondan daha ileride gözüken küçük çocuklar, her şey, bu yaşa kadar kreşe gelmemiş çocukta sıkıntı doğurabilir. Yaş büyüdükçe iş zorlaşıyor. 2-3 yaş en kolay adapte oldukları zamanlar her şeyi beraber öğreniyorlar, kurallara daha iyi uyum sağlıyorlar”
Ben problem yaşamadım mı?
Ne yalan söyleyeyim tek bir problem yaşamadım. Sadece bir kere 2 yaşındayken kızım düşüp kafasını vurdu kreşte basit bir müdahaleyle çözüldü. Bu tarz olaylar benim yanımda da olabiliyor zaten. E sosyal anlamda ne duygusal, ne manevi hiçbir problemim olmadı belki şanslıydım, belki iyi okul ve öğretmen sayesinde, belki yaşı küçük diye bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa okulda ki 6 saatin çocuğumun hayatını mahvettiğini ve benim kötü bir anne olduğumu düşünmeyi bıraktığım gün kalan saatleri en doğru şekilde kullanmayı öğrendim.Son bir tavsiye vermek istiyorum buda kendi gözlemlediklerim içerisinden bir ayrıntı. Çocuğunuzu her ne sebeple olursa olsun kreşe verdiyseniz önemi yok. Onun sizin hislerinizi fark etmesine izin vermeyin. Kapıda ağlarken serenomiye dönen avutmalar. Geri gelip onu oradan bir an önce kurtaracağınızı hissettiren taahhütler, komşuyla yaptığını ve onun duyduğu “bende göndermek istemiyorum ama mecburum” konuşmaları çocuğunuzu sandığınız gibi avutup güvende hissettirmiyor. Aksine sizin asla bırakmak istemediğiniz biran önce dönüp alacağınız mecbur olmasanız asla götürmeyeceğiniz bir yere gitmek zorunda hissettiriyor.
Kim anne babasının bırakmak istemediği bir yere gitmek ister ki. Üstelik bu yoğun duygu alışverişi çocuklarımızın olağan dışı ve ürkütücü bir durumun içine girdiği hissini veriyor. Kimi zaman da durumdan faydalanabilmesi ve sizden alabildiği o duygu yoğunluğunu alabilmesi için yeni fırsatlar vermesini sağlıyor.
Herkese sevgiler ve çocuklarınızla mutlu zamanlar
Post a Comment