İnternet şeytan işi mi ? Hadi canım bizim evde 7/24 serbest

Çoğu aile için internet çağın “şeytan işi” gibi. Özellikle ergenlik döneminde ki çocuklarımızın internetten görebileceği zararlar yüzünden  pek çoğumuz nasıl koruma önlem alacağını şaşırmış durumda. 

Diğer yandan ortada ki çocuk için bu önlemler hiçbir şey ifade etmiyor. Ne yapıp edip, internette ebeveyni ekecek bir yol buluyorlar.

Şöyle söyleyebilirim ki; ben henüz mavi ekran Windows yani Windows 95 yokken öncesinde 3.1 siyah ekran, Amerikan filmlerinde ki gibi imleci yanıp sönen ekranlar varken bilgisayar kullanmaya başladım ve büyüdükçe,  babama anneme yakalanmadan dünyayı talan edebilecek hale geldim. Kendimi çok yaşlı hissettim bir anda ama bu doğru, onlarda bizi havada karada atlatacak yöntemler biliyor. Ya daha iyi olursunuz yada yanında…
Aslında bu yazının bir farklı versiyonunu daha önce  yazmıştım.  Yakın zamanda bir okuyucum bu konuyla ilgili fikrimi sormuş bende yazımı güncelleyip size aktarmak istedim.
Şöyle ki;  Ben internet yanlısı annelerdenim. Bence 7/24 internet kullanabilmeli çocuklar. İnternetin kullanılmasına engel olmak bana kitap okumaya engel olmak, araba kullanmaya engel olmak hatta okula gitmeye engel olmak gibi geliyor.
Evet başıboş internet tehlikeli, tıpkı eğitilmemiş gücün tehlikeli olduğu gibi, yada başıboş çocuğun her an tehlikede olması gibidir. Diğer yandan internet gibi mükemmel erişim kaynağının 1-2 saatten öte gidemeyecek bir alacakaranlık kuşağı gibi gösterilmesinden de pek haz etmiyorum. Eskiden evimizde ciltlerce ansiklopediler olurdu. Güncellenmezdi. Tozlanırdı ve genelde hiç ele alınmazdı. İnternet ise minnacık bir kutu içerisinde dev bir ansiklopedi ve bizim çocuklarımız sadece 3-5 sayfadan öte kullanmıyor. O zaman bizde  internetle savaşmayı bırakıp , çocuğumuza katılalım.

Neden kullanamıyorlar?

Çünkü bilmiyorlar. Çünkü içi dolu değil. İçini doldurmak ise bizim elimizde. Ben ne yapıyorum.
Nasıl? internet bizim evde sürekli var ve aktif.
Bir defa; anne bu ne? sorularının en büyük kaynağı. Düşünsenize onun sorduğu her şeyi, görselinden videosuna kendisine gösterebilirsiniz. Hatta çoğu zaman insan kendisi de yepyeni şeyler öğreniyor.
Örnek: “anne solucanlar ne yer.” Hop gelsin internet solucanlar hakkında her şey mevcut. Uydurmaya gerek yok “ot yer” evladım diye. Video aç; görsel hafızayı besle, resim aç; detayları görsün, yazıları oku; hafızaya bir kaç kelime daha girsin. Alsana solucan ne yer sorusunun karşılığında 30 dakikalık internetli aktivite. Dahasına olanak varsa çık bahçeye solucan topla.
Bu iyi yanı birde kötü yanını ona örneklemek var. Eskiden annelerimiz kötü kalpli adamların olduğu Türk Film lerini gözümüze sokardı. “bak kızım neler oluyor öğren” demek için. Kimi zamanda internetin kötü adamlarını, gözlerine sokmak gerektiğini düşünüyorum. Henüz benim kızım ufak ama ergen dönemde olsa feyk bir hesap açıp sapıklar nasıl musallat oluyor gözüne sokardım herhalde. Sanırım bas bas bağırmaktan daha iyi etki ederdi.

daha önemlisi “beğen”

Aslında konu, genç kızların saç savurup dudak büzerek, kapıya yaslanıp  verdiği pozlardan geliyor. Çocuklarımızın beğenilme içgüdüsü çok erken yaşta gelişiyor. Bence, içinde yaşadığımız çağın koşullarında da çok normal. Beğenilme isteğini yada bundan alınan hazzı değiştirmek, neredeyse imkansız olduğuna göre aynı cümle burada da geçerli “içini dolduralım”
Çocuğumuzun beğenilmeyi istemesi çok normal, kim istemiyor ki. Ben istiyorum. Burada ki yazılarımın binlerce kişi tarafından okunmasını istiyorum mesela. Çocuklarımızda istiyor, ancak ellerinde bunu dolduracak birşey yok. Savuracakları saçları, büzecekleri dudaklarından başka ortaya koyacakları herhangi bir şey olmalı.

en çok “beğen” için beraber çalışın

Çocuğunuzun duygusal açlıkları ve istekleri sosyal ortamdan besleniyorsa ona destek olarak takipte olabiliriz. En çok beğeniyi mi istiyor, o zaman içi dolu olsun. Mesela hayvan barınağında çektiğimiz müthiş fotolar alsın o beğeniyi, yaptığı bir müziğin videosu alsın, çizdiği bir resmin konusu, yazdığı bir şiir yada giyim stili alsın. Sabah gün ışırken çıktığımız yürüyüşte çektiğimiz fotolara bayılsın millet. Zevklerini ve yeteneklerini toplayalım, ona yardım edelim, gerçek ve içi dolu olmasını, hatta bu beğenileri yükseltmek için çaba sarf etmesi gerektiğini öğrensin. Dudak büzmekten öte, içi dolu bir insan olursa asıl o zaman mükemmel beğenileri hem gerçek hayatta hem sosyal ortamda alabileceğini görsün. Ben okuduğum kitapların yazarlarıyla bağ kurarım mesela sosyal ortamdan. Çoğu yazar sosyal ağlarda aktif ve üstelik olumlu geri dönüşler yapıyor. Sizinle konuşuyor. Kitabı hakkında tartışıyor. Tanımadığı insanlarla sohbet etmekten hoşlanıyorsa çocuğumuz, en sevdiği yazarla sohbet etsin diyorum ben. Benzer şekillerde ilgi duyduğu alanlarda ki yetkin kişilere ulaşmasını sağlayabiliriz.

yanında takip edelim, o yattığında gizlice değil

Basit olarak açarsam. Bana göre çocuk yattıktan sonra telefonundan, bilgisayarına geçmiş kontrol etmenin çok anlamı yok. Olan olmuş ben  yakalamışımdan öte gidemeyecek. Bağırıp çağıracağım  ve o benim  henüz öğrenmediğiniz başka bir sosyal ağda “beğen” hazzını almaya devam edecek. Ben  onu yeniden basana kadar. Bir defa, çağın teknolojisinden uzak tutamayacağımızı  unutmayalım. Bunun yerine o teknolojiyi en iyi kullanmayı öğretelim  ve öğrenelim. Dudakları büzük resmini ve gelen beğeniyi  bizden deli gibi saklamaya çalışacağına mükemmel kısa videosunun kırdığı beğeni rekorunu göstermek için koşup gelsin yanımıza. Onunla internette ki riskler ile ilgili bir araştırma yapıp mesela, makale yazın blog açıp yayınlayalım. Beğenileri tavan yapsın hem de öğrensin. Hatta o yazıyı yerel gazetelerde yayınlatalım çocuğumuzun beğeni hazzı beslensin, kendi hazırladığı makale sayesinde internette nelerle karşılaşabileceğini öğrensin, öğretsin.
***

Aşağıda birkaç site mevcut faydalı olabilecek. Fikir verebilir size.

Fotoğraf sitesi : www.flickr.com
Bu site dünya çapında insanların mükemmel fotoğraflar paylaştığı bir site. Sohbet ortamı mevcut ancak çoğu insan tebrik etmekten öte kullanmıyor çünkü amaç sadece foto paylaşımı. Fotoğrafçılıktan hoşlanıyorsa bu sitede üyelik ona mutluluk verebilir.
Seçmece siteleri sunan site : www.stumbleupon.com
Bu siteyi android telefonlarınızda da kullanmanız mümkün. Hoşlandığınız konular üzerinden kaliteli siteleri sıralayan bir site ortamı. Çocuğunuz internette okumayı seviyorsa face twitter vs yerine bu sitede saatlerce vakit geçirebilir. Bilimsel içerikli sanatsal içerikli farklı dillerde pek çok güzel siteyi burada bulup sörf yapabilir.
Konu bilimsel : www.onlinefizik.com/
Çocuğunuzun normalde bilimsel konulara beğenisi varsa bu kaynak oldukça dolu en iyi sitelerden biri. Soru cevap şeklinde tasarlanmış
Herşey video : www.ted.com
Video izlemeyi seven bir çocuğunuz varsa bu siteyi de tavsiye ederim. Dünya çapında pek çok ünlü, ünsüz kişinin konuşma yaptığı TED stüdyolarında her konuda her dilde video bulmak mümkün. Bu videolar bazen çok bilimsel, bazen çok komik bazen çok gereksiz olabiliyor ancak saçma sapan, pornografik yada şiddet yanlısı olmadığı kesin.
işte dev ansiklopedi: en.bookzz.org
başlık aslında bir çok şeyi anlatıyor. bookZZ dünyanın en büyük e-book kütüphanesi, an itibariyle 2.5 milyondan fazla kitap, 38 milyondan fazla makale içeriyor ve ücretsiz. Türkçe bir çok eser de mevcut. sizindir.
birazda ufaklar için : http://tr.mobilekids.net
İlla oyun sitesi lazımsa bu tarz siteler daha faydalı. Trafik kurallarını öğrenebileceği bir site. (Dip not. çocuğunuzun girdiği oyun siteleri size çok masum gelebilir ancak pek çoğunda “erotik oyun” bölümü bulunuyor.)

Siteleri genel kullanımlarına ve içeriklerine göre önerdim. Çok kapsamlı siteler olduğu için tümünü kontrol etmeme imkan yok. Mutlaka kontrollü devam edin